CanSevaL - Board
Würden Sie gerne auf diese Nachricht reagieren? Erstellen Sie einen Account in wenigen Klicks oder loggen Sie sich ein, um fortzufahren.

Kiyamete Hazirmisiniz

Nach unten

Kiyamete Hazirmisiniz Empty Kiyamete Hazirmisiniz

Beitrag  SeVaLCaN Mo Feb 09, 2009 3:38 pm

Kiyamete Hazirmisiniz



Gazeteler, 'Tsunami'yi 'Kıyamet gibi' sözleriyle manşete çektiler. Bu felaketin büyüklüğü 2. Dünya Savaşı'nda Japonya''ya atılan atom bombasının 1 milyon katına eşitmiş. Okyanusun 40 kilometre derinliğinden gelmiş olması da ayrı bir dehşetin ölçüsü.

Acaba gerçek kıyamet nedir? Nasıl olacaktır? Neler olacaktır? Kıyamet nasıl kopacaktır? Dünyanın şekli nasıl değişecektir?


Önceki gün gazetelerde, olayı yaşayan bazı Batılı turistler, İncil'de anlatılan kıyamet dehşetini gördüklerini, yaşadıklarını söylediler. Ancak dünyadaki depremler ne kadar dehşetli ve büyük olursa olsun, dünyanın sonu demek olan kıyametin yanında çok cüz'î kalır. Kıyametin nasıl bir şey olduğunu Kur'ân kadar anlatan hiçbir kitap ve kaynak yoktur.

Kur'ân'ın kıyamet tasviri o kadar çarpıcı ve canlıdır ki, insanı hem ürpertir, hem de büyük dersler verir.
***

Kur'ân'daki kıyamet tasvirlerinden işte bazı örnekler:

"Kıyamet günü ne zamandır'' diye sorar./Gözler kamaştığı,/Ay tutulduğu,/Güneş ve ay bir araya getirildiği zaman, /İşte o gün insan ''kaçacak yer neresi?'' der./Hayır, sığınılacak hiçbir yek yoktur./ O gün varılacak yer, ancak Rabbinin huzurudur."
(Kıyamet Suresi, 75:6-12)

"Güneş dürülüp toplandığında,/Yıldızlar döküldüğünde,/Dağlar yürütüldüğünde,/Gebe develer başıboş kaldığında,/Vahşi hayvanlar bir araya toplandığında,/Denizler tutuştuğunda,/Ruhlar bedenleriyle birleştiğinde,/Diri diri gömülen kız çocuğuna hangi suçu yüzünden öldürüldüğü sorulduğunda,/Amel defterleri açıldığında,/Gök yerinden kaldırıldığında,/Cehennem kızıştırıldığında,/Cennet yaklaştırıldığında..."
(Tekvir Suresi, 81:1-13.)

"Gök yarıldığı zaman,/Yıldızlar saçıldığı zaman,/denizler kaynayıp birbirine karıştığı zaman,/Kabirlerin altı üstüne getirildiği zaman,/Herkes yaptığı ve yapmadığı geri bıraktığı her şeyi bilecektir."
(İnfitar Suresi, 82:1-5)

"Çarpacak olan felaket,/ Nedir o çarpacak olan felaket,/O çarpacak olan felaketin ne olduğunu bilir misin?/O gün insanlar ateşe çarpıp yere serilmiş pervanelere döner./Dağlar ise atılmış rengârenk yün gibi olur."
(Karia Suresi, 101:1-5.)
***

"Deprem" anl----- gelen Zilzal Suresinde ise Kıyamet anlatılırken hiç sözü edilmeyen, dikkate alınmayan, çoğu zaman düşünülmeyen bir "fâilden-yapandan" bahsedilir.

Âyetler şöyle sıralanır:

"Ne zaman ki, yer müthiş bir sarsıntıyla sarsılır./Ve yeryüzü bütün ağırlıklarını dışarı çıkarır./Ve insan, ''Ne oluyor buna?'' der./O gün yeryüzü üzerinde herkesin ne iş yaptığını haber verir./Çünkü Rabbin ona konuşmasını emretmiştir./ O gün insanlar yaptıklarının karşılığını görmek için hesap yerinden bölük bölük dönerler."
(Zilzal Suresi, 99:1-6.)

"Rabbin ona konuşmasını emretmiş" âyeti, kıyametin bir tesadüf olmadığını, kendi kendine gerçekleşen bir olay olmadığını anlatıyor.

17 Ağustos depreminde "fay kırılması" hem öne çıkarıldı. 'Kuzey Analodu Fayı'nın olayı tetiklediğinden söz edildi. Güney Asya''yı yakıp yıkan olayın adı "tsunami" olarak konuldu. Böylece olay çözümlendi ve kapandı.

Oysa olayın arkasındaki gerçek fâil kimdir, denizi coşturan, taştıran, dalgaları 10-15 metre yükseklere çıkaran kimdir, adacıkları suların altına alan kimdir, kara parçasının 50-60 kilometre içine doğru suları yürüten kimdir?

***

Olay kendi kendine mi oluyor? Bir yapanı, bir yaratanı yok mudur?

Başındaki meyvelerle iştahımızı açarak, bizi kendine davet eden o Cennet-misal ağaca bakıp da, "İşte bütün ağaç ve üzerindeki meyveler bu küçük çekirdekten oldu" deyip Yaratıcısını, Sanatkarını, o ağaca o özellikleri Vereni akla getirmemek ne kadar acıdır?

Bunun gibi, tsunamiyi de tesadüfi bir olay gibi görüp "Okyanusun 40 kilometre derinliğinde bulunan fayların kırılması" şeklinde basite indirgemek, hâdiseyi gerçekleştiren Kudreti göz ardı etmekten başka bir şey değildir.

Sonsuz Kudret ve Azamet sahibi bu musibeti neden vermiştir? Bu bir ikaz mıdır, bir uyarı mıdır? İnsanlığa hangi mesaj ve hangi ders verilmektedir? Olay neden lüks tatil beldelerinde cereyan etmiştir? Yeryüzünü ve okyanusu öfkelendirecek kadar neler yapılmıştır?

Acaba, "Kula belâ gelmez hak yazmayınca,/Hak belâ yazmaz kul azmayınca" gerçeği mi yaşanmıştır?

SeVaLCaN
Uzman-Üye
Uzman-Üye

Anzahl der Beiträge : 433
Alter : 43
Anmeldedatum : 30.01.09

Nach oben Nach unten

Nach oben

- Ähnliche Themen

 
Befugnisse in diesem Forum
Sie können in diesem Forum nicht antworten